14 Temmuz 2009 Salı

BYZANTION'DAN İSTANBUL'A İSTANBUL'UN İSİM SÜRECİ


İstanbul, tarih boyunca farklı medeniyetlere beşiklik ettiği için bu kente isim verme süreci de çok renkli olmuştur. "Byzantion" olarak başlayan ve bugün son şekli İstanbul olan söz konusu isim verme sürecinde, "Nova Roma, Konstantinepolis, İslâmbol" gibi isimlerin yanı sıra hemen her millet kendi dilinde İstanbul'a ayrı bir isim vermiştir.

Örneğin, İstanbul; Grekçe'de, "Vizantion", Latince'de, "Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma", Rumca'da, "Konstantinepolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis", Slavca'da, "Çargrad, Konstantingrad”, Vikingce'de "Miklagord", Ermenice'de, "Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli", "Arapça'da, "Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma", Selçuklular'da, "Konstantiniyye, Mahrûsa-i Konstantiniyye, Stambul", Osmanlıca'da "Dersaadet, Deraliyye, Mahrûsa-i Saltanat, Islâmbol, Darü's-saltanat-ı Aliyye, Âsitâne-i Aliyye, Darü'l-Hilâfe-tü'l-Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergah-ı Mualla, Südde-i Saadet" ve Türkçe'de, "İstanbul" gibi bilinen farklı isimlere sahip olmuştur.

İstanbul her açıdan çok büyük ve gizemli bir hazinedir. İstanbul'u bütün yönleriyle anlamak için bir ömrün yetmeyeceği açıktır. Çünkü İstanbul'un hangi yönüne bakarsak bakalım, karşımıza farklı bir gizem çıkmaktadır. İnsan ister istemez, "Çok uzun bir tarihi ve kültürel geçmişe sahip olan İstanbul hakkında bilmediklerimiz ne kadar da çok" fikrini kabullenmektedir.
İstanbul'un çok farklı medeniyetlere başkentlik yapması, ismi üzerinde de birçok rivayetlerin doğmasına sebep olmuştur.

Kentin ilk isim babası İmparator I.Constantinus'tur. Şehir 300'lü yıllarda Doğu Roma'nın başkenti yapılınca, şehrin ismi resmiyette "New Roma" olsa da, şehir halkı I. Constantinus'a izafe ederek kentin ismini "Constantinus'un şehri" anlamına gelen "Constantinupolis" olarak kullanmaya başlamışlardır. Ancak bu ismin uzun olması sebebiyle Bizans halkı ismi "Polis" (şehir) olarak kısaltmışlar, hatta kısaltma sadece bununla da kalmayarak halkın farklı kesimleri farklı kısaltma biçimleri kullanmışlardır. Söz gelimi, balıkçılıkla uğraşanlar "Şehre doğru" anlamına gelen "Eis ten Polin" kısaltmasını kullanırken, daha seçkin kesim "Stenpol" ismini uygun bulmuşlardır. Bu arada farklı bir lehçe olarak "Estanbul" şeklinde kullananların olduğu da rivayet edilmektedir.

"Byzantion, Constantinus, Constantinupolis, Polis, Stenbul, Estanbul" derken üzerinde oturduğumuz ve içinde yaşadığımız bu güzel şehrin adı en sonunda İstanbul olmuştur.
İstanbul isminin nereden geldiğine dair farklı bir rivayet daha vardır. Bu rivayete göre, İstanbul 1453 yılında Fatih tarafından fethedildikten sonra başkent yapılınca şehir büyük oranda göç almıştır. O devirde İstanbul'un nüfusunu çoğunluk itibarıyla İslâm dinine mensup Müslümanlar oluşturduğundan, şehrin adı halk arasında Müslümanların çok olduğunu ifade etmek için "İslâmbol" olarak kullanılmıştır. Tanzimat dönemine kadar yer yer İslâmbol olarak kullanılan bu isim zamanla değişerek bugün kullandığımız İstanbul şeklini almıştır.

Cumhuriyete geçiş yıllarında da şehrin ismi üzerindeki tartışmalar büyük bir hararetle devam etmiştir. Ancak bu tartışmalar 1920 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün şehrin ismini resmen "İstanbul" olarak belirlemesiyle birlikte sona ermiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder